.
TZD Başkanı'na göre, özellikle banka ve kredi borçlarının ödenmesinde yaşanacak bir tıkanıklık, küçük ve orta ölçekli çiftçiyi üretimden kopma noktasına getirebilir
ANKARA - Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, ekonomik krizden mali yapısı zayıf olan tarımın en fazla etkilenen sektör olacağını, özellikle banka ve kredi borçlarının ödenmesinde yaşanacak bir tıkanıklığın, küçük ve orta ölçekli çiftçiyi üretimden kopma noktasına getirebileceğini söyledi.
Yetkin, TZD'nin yıllık değerlendirme raporunu açıkladığı basın toplantısında, tarım ilaçlarının reçete ile satılmasına ilişkin görüşlerini belirtti.
Türkiye'nin geçen yılki buğday üretiminin tüketimi karşıladığını, hayvancılık sektörünün mevcut durumunu koruduğunu ifade eden Yetkin, meyve ve sebzede üretimin arttığını ancak ihracatta tıkanma belirtileri olduğunu kaydetti.
TÜİK'in verilerine göre 2008 yılında sebze üretiminin yüzde 5,6 artarak yaklaşık 27,1 milyon ton olarak gerçekleştiğini anlatan Yetkin, meyve üretiminde ise bir önceki yıla göre yüzde 10 civarında artış gözlendiğini kaydetti.
Geçen yılın ortalarına kadar tarımda kuraklığın etkili olduğunu belirten Yetkin, yıl sonuna doğru ise don nedeniyle üretimin azaldığını söyledi.
Tarımsal girdi enflasyonunun geçen yıl yüzde 30'un üzerinde seyrettiğini, tarım destekleri için ayrılan payın bütçenin yüzde 2'sine tekabül ettiğini anlatan Yetkin, küresel finansal krizin 2009'da tarımsal üretimi tehdit edeceğini bildirdi.
Krize karşı alınması gereken önlemlere değinen Yetkin, bunların başında çiftçi borçları ve kredi ödemelerinde düzenlemeler yapılması geldiğini belirtti.
Türkiye'nin bu yıl buğday ithal etmesinin zorunluluk olmadığını anlatan Yetkin, ancak ürünün büyük bir bölümünün özel tüccar ve alıcıların elinde bulunduğunu, bu nedenle spekülasyon riskinin devam ettiğini savundu. Yetkin, uluslararası piyasalarda görülen buğday kıtlığının, hem istenilen anda buğday bulunmasını zorlaştırdığını, hem de spekülatif fiyat artışlarını körüklediğini dile getirdi.
Ekonomik krizden mali yapısı zayıf olan tarımın en fazla etkilenen sektör olacağını ileri süren Yetkin, özellikle banka ve kredi borçlarının ödenmesinde yaşanacak bir tıkanıklığın küçük ve orta ölçekli çiftçiyi üretimden kopma noktasına getirebileceğini söyledi.
'Gerçekçi' önlem paketi
Yetkin, krize karşı gerçekçi bir önlemler paketinin acilen hazırlanarak uygulamaya konması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Bu paketin en önemli maddelerinden birinin çiftçi borçlarındaki tıkanıklığın giderilmesi noktasında yoğunlaşması bir zorunluluktur. Halen çiftçilere verilen kredilerin dönüşü diğer sektörlere göre çok yüksektir. Çiftçinin kullandığı girdilerin fiyatları, destek ve sübvansiyon yoluyla düşürülmelidir. Tarım kesiminden başka kesimlere kaynak aktarmak ve bütçe açıklarını kapatmak amacıyla ürün fiyatlarının düşük tutulması uygulamasına son verilmelidir. İşletme büyüklükleri artırılmalı, bunun için arazi toplulaştırması, kooperatifleştirme ve yatırım teşvik planına ağırlık verilmelidir. Doğrudan Gelir Desteği, sosyal bir destek olarak görülmeli, üretime dayalı prim sistemi bugünkü yetersiz durumundan çıkartılarak geliştirilmelidir. Çiftçi alacakları gecikmeden ödenmelidir."
Hayvancılık açısından alınması gereken önlemlere de değinen Yetkin, son yıllarda uygulanan et teşvik priminin yetersizliğini üretimin artırılmasının önündeki en büyük engel olduğunu söyledi.
İbrahim Yetkin, hayvancılıkta girdi maliyetlerinin azaltılması, yem bitkilerine verilen teşviğin ve hayvan yeminde kaliteli kaba yem oranının artırılması ve hayvan varlığının kayıt altına alınması çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini kaydetti.
Tarım sektörünün 2009 yılında ekonomik krizden etkileneceğini öne süren Yetkin, "(Kriz bizi teğet geçti) yaklaşımları doğru değildir. İyimser olmak iyi ama krizden zarar görmedik demek mümkün değildir" diye konuştu.
Yetkin, tarım ilaçlarının reçete ile satılması kararını olumlu ve doğru bulduğunu ifade ederek, "Bu, tarımda devrim niteliğinde bir karardır. Destekliyoruz. Bu uygulama ile yüzde 10 daha az ilaç kullanılacaktır" dedi.